Kadının eşini bir başka erkekle aldatması, kocanın kişilik haklarına saldırı mahiyetindedir ve manevi tazminatı gerektirir

Yargıtay’ın bir kararına konu olan olayda; kadın, eşini, bir başka erkekle aldatmış, kocası bu olaydan sonra eşine basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde fiziki şiddet uygulamıştır. Kadının açmış olduğu boşanma davasında, davalı koca davanın reddini istemiştir. Mahkeme, kocanın boşanma davasına itirazını, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, evlilik birliğinin devamında koca bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığı belirterek boşanma kararı vermiş fakat davalı kocanın manevi tazminat talebini red etmiştir. Yargıtay, aldatılan eş lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine şu gerekçeyle karar vermiştir;

“…Boşama sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın, kusursuz veya az kusurlu olmasının yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gereklidir (TMK. md. 174/2). Davalı erkek az kusurlu, kadın ise ağır kusurlu olup, kadının eşini bir başka erkekle aldatması, kocanın kişilik haklarına saldırı mahiyetindedir ve manevi tazminatı gerektirir. Öyleyse davalı erkek yararına uygun miktarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, isteğin reddi doğru bulunmamıştır…” İlgili Yargıtay kararı;

https://emsal.yargitay.gov.tr/VeriBankasiIstemciWeb/yeniTasarim/index.jsp

2. Hukuk Dairesi         2011/116 E.  ,  2011/22697 K.
“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Milas 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi 
TARİHİ :30.06.2010 
NUMARASI :Esas no:2009/185 Karar no:2010/456

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kadının boşanma davası, kusura ilişkin gerekçe ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Mahkemece “taraflar eşit kusurlu ” kabul edilerek dava ve karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Oysa yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalının (kadın)’ın, eşini bir başka erkekle aldattığı, davalı- karşı davacının da (koca) bu olaydan sonra eşine basit tıbbi müdahele ile giderilebilecek şekilde fiziki şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylara göre, birliğin temelinden sarsılmasında davacı-karşı davalı (kadın) , ağır kusurlu ise de, davalı-karşı davacı da kusurlu olduğuna göre, kocanın kadının boşanma davasına itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında davalı- karşı davacı (koca) bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığından kadının boşanma davasının kabulü bu sebeple sonucu itibarıyla doğrudur. Bu sebeple boşanma kararının kusura ilişkin gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerekmiş, davalı-karşı davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları ile aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 
2-Boşama sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın, kusursuz veya az kusurlu olmasının yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gereklidir (TMK. md. 174/2).Davalı-karşı davacı az kusurlu, kadın ise ağır kusurlu olup, kadının eşini bir başka erkekle aldatması, kocanın kişilik haklarına saldırı mahiyetindedir ve manevi tazminatı gerektirir. Öyleyse davalı- karşı davacı (koca) yararına uygun miktarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, isteğin reddi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösteirlen sebeple manevi tazminat yönünden BOZULMASINA, davalı-karşı davacının (koca) bozma kapsamı dışında kalan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının yukarıda l. bentte gösterilen sebeple reddi ile kadının davasının kabulü nedeniyle verilen boşanma hükmünün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.12.2011 (Pzt.)