“…Dava, davacı şirketin ödemiş olduğu işçi alacaklarının hissesini dava dışı S. Y.. ve B. Ç..’ye devrederek ortaklıktan ayrılan eski ortaktan tahsili istemine ilişkin olup, davacı, hisse devir sözleşmesine dayalı olarak devredenden talepte bulunmaktadır. Hisse devir sözleşmesinin tarafı davalı ile dava dışı S. Y..ve B. Ç.. olup, sözleşme gereğince S.Y.. ve B. Ç.. bir ödeme yaptığı takdirde davalıdan talepte bulunabilecektir. Bu durumda, davacı şirketin kendi borcunu ödediği ve şirketin ödediği kendi borcu nedeniyle davalı eski ortağa rücu edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir….”
11. Hukuk Dairesi 2014/5965 E. , 2014/12566 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İZMİR 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2012/133-2013/418
Taraflar arasında görülen davada İzmir 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/12/2013 tarih ve 2012/133-2013/418 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, şirket devir sözleşmesi uyarınca davalının müvekkili şirketteki hisselerini dava dışı üçüncü kişiye devrettiğini, sözleşme uyarınca şirkete karşı açılmış işçi alacakları davaları sonucunda ortaya çıkacak tüm ödeme ve yükümlülüklerin satıcı davalıya ait olduğunun kararlaştırıldığını, sözleşmede geçen işçi alacakları nedeniyle yapılan icra takipleri neticesinde müvekkilinden tahsilatlar yapıldığını ileri sürerek, 15.679,91 TL’nin faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin taraflarının davalı S.. T.., dava dışı S. Y.. ve B. Ç.. olduğunu, müvekkilinin sözleşmede taraf olmadığını müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın esasına ilişkin olarak da, icra takiplerinin devir işleminden sonra başlatılması nedeniyle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, alacağın 24.08.2011 tarihli sözleşmeye göre devir tarihinden önce açılan davada saklı tutulan işçi alacaklarından kaynaklandığı, davalı satıcının sözleşme gereği bu borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 15.679,91 TL’nin davalıdan faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı şirketin ödemiş olduğu işçi alacaklarının hissesini dava dışı S. Y.. ve B. Ç..’ye devrederek ortaklıktan ayrılan eski ortaktan tahsili istemine ilişkin olup, davacı, hisse devir sözleşmesine dayalı olarak devredenden talepte bulunmaktadır. Hisse devir sözleşmesinin tarafı davalı ile dava dışı S. Y..ve B. Ç.. olup, sözleşme gereğince S.Y.. ve B. Ç.. bir ödeme yaptığı takdirde davalıdan talepte bulunabilecektir. Bu durumda, davacı şirketin kendi borcunu ödediği ve şirketin ödediği kendi borcu nedeniyle davalı eski ortağa rücu edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.