Evliliklerde taraflar eşlerinin doğum günü, evlilik yıldönümü gibi özel günleri unutabilmekte, bu durum da eşler arasında sorun yaşanmasına sebep olmaktadır. Peki, eşler arasında özel günleri unutmak aynı zamanda boşanma sebebi olabilir mi? Özel günleri unutan taraf kusurlu sayılabilir mi?
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi bu konuya ilişkin 04/10/2016 Tarihli kararında eşini sürekli özel günlerde ve sosyal ortamlarda yalnız bırakan erkeği kusurlu bulmuştur. Daire bu kararında “Davalı karşı davacı kadının mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, davalı karşı davalı erkeğin de eşine karşı ilgisiz olduğu; eşini sürekli özel günlerde ve sosyal ortamlarda yalnız bıraktığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurlu olduğunu” belirtmiştir. Karardaki ‘özel günler’ ifadesi ile ‘evlilik yıl dönümü, doğum günü, yılbaşı, bayram vb. günler, ’sosyal ortamlardan’ ise ‘düğünler, yurt içi ve yurt dışı geziler, konserler, açılış ve kermesler’ anlaşılması gerekir. Eşlerden birinin bu günleri önemsememesi, eşini sosyal ortamlarda yalnız bırakması kusurlu görülmesine sebep olacağından, bu durum boşanma ve tazminat miktarı belirlenmesinde dikkate alınacaktır. 04.03.2019
Av.Esra Şalcıav KURŞAT
2. Hukuk Dairesi 2015/20218 E. , 2016/13513 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVACI-DAVALI : …
DAVALI-DAVACI : …
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından, reddedilen boşanma ve ziynet alacağı davaları ile erkeğin kabul edilen boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağı davasının reddine yönelik temyiz itirazları yersizdir.
2-Davalı-karşı davacı kadının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Mahkemece, evlilik birliğinin sarsılmasına yol açan olaylarda, davalı-karşı davacı kadının tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek, kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile boşanmalarına karar verilmiş ise de; davalı-karşı davacı kadının mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, davacı-karşı davalı erkeğin de eşine karşı ilgisiz olduğu, eşini sürekli özel günlerde ve sosyal ortamlarda yalnız bıraktığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylar karşısında, davalı-karşı davacı kadın da dava açmakta haklı olup, Türk Medeni Kanununun 166.maddesi koşulları kadının davası yönünden gerçekleşmiştir. O halde, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden karar verilmesi gerekli hale gelen davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davası ve fer’ilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz itirazlarının ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04.10.2016 (Salı)
Kaynak :https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/