Velayet kendisine verilmeyen eşin, çocuğun eğitim ve bakım giderleri için gücü oranında ödediği nafakaya “iştirak nafakası” denir. Mahkeme iştirak nafakasına karar verirken çocuğun gıda, giyecek, barınma, sağlık, eğitim, ulaşım giderlerini dikkate alır.İştirak nafakası taraflarca talep edilmese bile mahkemece kendiliğinden değerlendirilir.
Yargıtay son dönemde verdiği bir kararda annenin ekonomik durumu ile çocukların yaş, eğitim ve ihtiyaçları gözetilerek ve hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun bir nafakaya hükmetmek gerektiğine karar vermiştir. Söz konusu olayda iki çocuğunun velayeti kendisinde olan baba aile mahkemesine başvurarak, boşandığı eşinden iki çocuk için iştirak nafakası talep etmiştir.Davalı kadın savunmasında davacının ekonomik durumunun çok iyi olduğunu, nafakaya ihtiyacı olmadan çocukların geçimini sağlayabileceğini ve kendisinin geliri olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Yargıtay da söz konusu davayla ilgili yerel mahkemece hükmedilen nafaka miktarını fazla bulmuş, Türk Medeni Kanunu Mad.4 te vurgulanan hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerektiğine karar vermiştir. İlgili Yargıtay Kararı aşağıda verilmiştir.
Av.Esra ŞALCIAV KURŞAT
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/6724 E. , 2018/11330 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında görülen boşanma davası sonucunda müşterek çocukların velayetinin kendisine bırakıldığını, davalı annenin çocukların giderlerine katılmak zorunda olduğunu belirterek, müşterek çocuk … için aylık 600 TL, …için aylık 450 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının ekonomik durumunun çok iyi olduğunu, nafakaya ihtiyacı olmadan çocukların geçimini sağlayabileceğini, kendisinin ise boşandıktan sonra baba evine sığındığını ve hiçbir geliri olmadığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu gerekçesiyle, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile müşterek çocuklarının yaşları da göz önüne alınarak, davanın kısmen kabulüne, dava tarihi olan 05/06/2015 tarihinden itibaren başlamak üzere tarafların müşterek çocukları … için aylık 150,00 TL, … için aylık 200,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır.
Aynı yasanın 328/1. maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.( TMK. nun 329/1. maddesi)Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. ( TMK. nun 330/1. maddesi)
TMK.’nun 331. maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler.
Somut olayda; tarafların … 10. Aile Mahkemesi’nin 2013/70 Esas 2014/56 Karar sayılı ve 08/04/2015 tarihinde kesinleşen ilamı ile boşandıkları, bu karar ile müşterek çocuklar … ve …’un velayetlerinin davacı babaya verildiği, talep olmaması nedeniyle iştirak nafakasına hükmedilmediği, davacı babanın eldeki dava ile müşterek çocuklar için iştirak nafakası talebinde bulunduğu, dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile sosyal ekonomik durum araştırmasına göre, davacı babanın abisi ile birlikte kuyumcu dükkanı çalıştırdığı, davalı annenin ise ev hanımı olduğu, babasının kendisine aldığı evden aylık 800 TL kira geliri bulunduğu, başkaca bir gelirinin olmadığı, müşterek çocuk …’nın 2003, …’un ise 2007 doğumlu oldukları anlaşılmaktadır.
Buna göre, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşları ve ihtiyaçları ile özellikle nafaka yükümlüsü davalı annenin gelir durumu nazara alındığında; hükmedilen iştirak nafakası miktarları biraz fazla olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış, bu husus bozmayı gerektirmişti.
O halde mahkemece yapılacak iş;nafaka yükümlüsü annenin ekonomik durumu ile çocukların yaşı, eğitim durumları ve ihtiyaçları da gözetilerek, TMK’nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınmak suretiyle daha uygun miktar nafakaya hükmetmek olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK’nın 428.maddesi uyarınca hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.