İş Güvencesi Kapsamında Olan Bir İşçi Ayrıca Kötü Niyet Tazminatı İsteyebilir mi?

Yargıtay’ın bir kararına konu olan bir olayda, davacı 6 aylık kıdemi olmadığı halde işe iade davası açmış olup işe iade edilmediği takdirde kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, davacının 6 aylık kıdemi bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, fer’i talep hakkında bir karar verilmemiştir.

Yargıtay, dosya kapsamından davacının 6 aylık kıdemi bulunmadığı ve bu nedenle iş güvencesi kapsamında yer almadığı gerekçesi ile işe iade talebinin reddine hükmedilmesi yerinde olduğunu, işe iade talebinin esastan reddedilerek kesinleşmesi karşısında kötü niyet talebine ilişkin harcın Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca tamamlattırılarak iş güvencesi kapsamında yer almayan davacının fer’i talebi olan kötü niyet tazminatına hak kazanıp kazanmadığı değerlendirilmesi gerektiğini, davacının fer’i talebi hakkında herhangi bir karar verilmemesinin hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararını bozmuştur.

İş güvencesi kapsamında yer alan bir işçi ayrıca kötü niyet tazminatı talebinde bulunamaz. Yargıtay kararı ;

https://emsal.yargitay.gov.tr/VeriBankasiIstemciWeb/yeniTasarim/index.jsp

İş Güvencesi Kapsamında Olan Bir İşçi Ayrıca Kötü Niyet Tazminatı İsteyebilir mi?

9. Hukuk Dairesi         2015/36352 E.  ,  2016/21310 K.
“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. 
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I 

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacı işçinin davalı bankada 16.06.2014 tarihinde bankacılık işlemleri yetkili yardımcısı olarak işe başladığını, çalışmasının 1 haftalık kısmını geçici görevlendirmelerle Koza şubesinde, 3 haftalık kısmını …Şubesinde kalan kısmını ise… şubesinde geçirdiğini, gişe biriminde kadrosu bulunmasına rağmen… şubesinde gişede çalışmayıp norm fazlası olarak çalıştığını, gişe biriminde çalışmadığı için de alması gereken kasa tazminatını alamadığını, … şubede çalıştığı dönem boyunca şubede bir kişi fazla denilerek kendisine sürekli psikolojik baskı yapıldığını, şube müdürü tarafından mobbing uygulandığını, şubede bir kişi fazla olmasına rağmen kimsenin tayinin çıkarılmadığını hatta bu dönemde tayinle personel alındığını, davacı işçinin çalıştığı dönemde verilen görevleri büyük bir titizlik ve özenle yerine getirdiğini, bu sebepten dolayı …Şube Müdüründen birlikte çalışma teklifi aldığını, davacı işçinin de isteğiyle tayin isteminin şube müdürü tarafından talep edildiğini, davacı işçi tayin beklerken 11.12.2014 Perşembe günü saat 17.00 sularında kıdeminin 16.12.2014 Salı günü 6 ayının dolmasına 2 iş günü kala şube müdürü tarafından odasına çağrılmış ve iş sözleşmesinin feshedildiğini, istifa etmesinin kendi yararına olacağını sonraki iş hayatında kovulmuş olmaktansa istifa etmesinin lehine olacağını, aksi takdirde iş bulmasının zor olacağı söylenip korkutularak iradesinin baskı altına alındığını ve istifa dilekçesini imzalamak zorunda kaldığını, davacı işçinin 12.12.2014 Cuma günü … isimli sendikaya gittiğini ve kendisi ile birlikte eğitime başlayan 2 kişinin daha istifa ettirilerek iş sözleşmelerinin feshedildiğini öğrendiğini, bankanın insan kaynaklarıyla görüştüğünde kendisine yapılacak bir şeyin olmadığı, iş sözleşmesinin zaten feshedildiği, istifayı imzalayıp imzalamamasının herhangi bir önemi olmadığı şeklinde bilgi verildiğini, konuyla ilgili insan kaynaklarına şikayet maili attığını, davalı bankanın iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaması için 6 aylık kıdeminin dolmasına 2 iş gün kala iş sözleşmesini feshettiğini, Yargıtay içtihatları uyarınca 6 ayın dolmasına bir kaç gün kala iş sözleşmesinin feshedilmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu iddia ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, feri talep olarak İş Kanunu 17. maddesi uyarınca ihbar tazminatının üç katı tutarında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacı işçinin işe iade davası açma koşullarına haiz olmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, davacı işçinin istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını ve 6 aylık kıdemi henüz doldurmadığından iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını ve dava açma hakkının bulunmadığını, davacı işçinin 11.12.2014 tarihinde kendi el yazısıyla düzenleyerek imza altına aldığı istifa dilekçesinde “16.06.2014 tarihi itibariyle başladığım görevimden 11.12.2014 tarihi itibariyle kişisel nedenlerden dolayı ayrılıyorum. Yasal ihbar süremde iş arama iznim ve brüt yıllık iznim düşüldükten sonra 11.12.2014 tarihi itibariyle son günüm olacak şekilde çıkış işlemlerimin başlatılmasını rica ederim” şeklinde düzenleyerek imza ettiğini, her ne kadar şube müdürü tarafından 11.12.2014 tarihinde çağrılarak iş sözleşmesinin feshedildiğini, istifa etmesinin kendi yararına olacağını ve baskı ile istifa dilekçesi vermek zorunda bırakıldığını iddia etmiş ise de söz konusu beyanların gerçeği yansıtmadığını, davacı işçinin yersiz ve kötü niyet barındıran bu iddialarını ispatla mükellef olduğunu,… şubesinde çalıştığı dönem boyunca kendisine psikolojik baskı yapıldığı ve müdür tarafından mobbing uygulandığı iddialarının haksız ve gerçeklerden uzak olduğunu, davacı işçinin bu konuda hiç bir delil bildirmediğini ispat külfetini yerine getiremediğini, somut olayda davacı işçi iş sözleşmesini istifa iradesi ile sonlandırdığından haksız fesih olarak nitelendirilebilecek bir durumun varlığının söz konusu olamayacağını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. 
D) Temyiz:
Karar süresinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
Dava dilekçesinde, HMK’nun 111. maddesi uyarınca davanın terditli olarak açıldığı, asli talep olarak davacının işe iadesine karar verilmesi, fer’i talep olarak ise kötü niyet tazminatına hükmedilmesi istenmiştir.
Her iki talep arasında hukuki bağlantı bulunduğu tartışmasızdır. Çünkü iş güvencesi kapsamında yer alan bir işçi ayrıca kötü niyet tazminatı talebinde bulunamaz. 
Mahkemece, davacının 6 aylık kıdemi bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, fer’i talep hakkında bir karar verilmemiştir.
Dosya kapsamından davacının 6 aylık kıdemi bulunmadığı ve bu nedenle iş güvencesi kapsamında yer almadığı gerekçesi ile işe iade talebinin reddine hükmedilmesi yerindedir. İşe iade talebinin esasdan reddedilerek kesinleşmesi karşısında kötü niyet talebine ilişkin harcın Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca tamamlattırılarak iş güvencesi kapsamında yer almayan davacının fer’i talebi olan kötü niyet tazminatına hak kazanıp kazanmadığı değerlendirilmelidir.
Davacının fer’i talebi hakkında herhangi bir karar verilmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F)SONUÇ: 
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.