Boşanma Davasından Sonra Üç Yıl İçinde Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması Sebebi ile Boşanma Davasının Şartları

Boşanma sebeplerinden herhangi biri ile açılmış fakat retle sonuçlanıp kesinleşmiş bir boşanma davasından sonra kesinleşme tarihinden itibaren 3 yıl içinde tarafların evlilik birliğini devam ettirmek üzere bir araya gelmemiş olduklarını ispatlamaları halinde Medeni Kanunu’nun 166/son maddesine göre boşanmalarına karar verilir.

Medeni Kanunu’nun 166/son maddesine göre boşanma için;

  • Boşanma sebeplerinden biriyle açılmış bulunan bir davanın reddine karar verilmesi,
  • Bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmiş olması,
  • Her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamış olması şarttır.

İlgili kanun maddesi;

“Evlilik birliğinin sarsılması

Madde 166– “…Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.””

Emsal Yargıtay kararları ;

https://emsal.yargitay.gov.tr/VeriBankasiIstemciWeb/yeniTasarim/index.jsp

Boşanma Davasından Sonra Üç Yıl İçinde Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması Sebebi ile Boşanma Davasının Şartları

2. Hukuk Dairesi 2011/10841 E., 2011/11274 K.

AYRILIK NEDENİYLE BOŞANMA

ORTAK HAYATIN YENİDEN KURULAMAMASI

4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 166 ]

“İçtihat Metni”

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. 

Dava, eylemli ayrılık nedeniyle boşanma davası niteliğindedir. (TMK m. 166/son). Bu davada boşanma sebeplerinden biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa; evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır. Bu durumda, eşlerden birinin açacağı boşanma davası sonucu boşanmaya karar verilir. Bu nedenle, davacının, öncelikle retle sonuçlanıp kesinleşmiş bir boşanma davasının varlığını ve kesinleşme tarihinden itibaren üç yıl içinde tarafların evlilik birliğini devam ettirmek üzere bir araya gelmiş olmadıkları; Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesine dayalı bu davanın üç yıllık süre geçirilerek açılmış olduğunu kanıtlaması gerekir. Mahkemece, üç yıllık süre geçirilerek açılmış olduğu anlaşılan davada tarafların bu sürede bir araya gelmiş olup olmadıkları yönünde hiçbir inceleme yapılmadan karar verilmiştir. 

Kaldı ki, davalı kadın davaya verdiği 20.01.2010 havale tarihli cevap dilekçesi ile reddedilen boşanma davasından sonra bir süre ayrı yaşadıklarını ve sonra tekrar bir araya geldiklerini, sonrasında yine evi terk etmek zorunda bırakıldığını ileri sürmüş, duruşmada da cevap dilekçesini tekrarladığını bildirmiş olduğuna göre; taraflara iddialarını kanıtlama için delillerini bildirmek üzere süre verilmesi ve gösterdikleri deliller toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik İnceleme İle yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup; bozmayı gerektirmiştir. 

Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle (BOZULMASINA), bozma kapsamına göre temyize konu diğer bölümlerin incelenmesine ise şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

2. Hukuk Dairesi         2013/1303 E.  ,  2013/13775 K.
“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Osmaniye Aile Mahkemesi
TARİHİ :17.09.2012 
NUMARASI :Esas no:2012/6 Karar no:2012/731

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından tazminat miktarları yönünden; davacı koca tarafından ise kendi davasının reddi, kadının davasının kabulü, maddi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı-davacı kadının katılma yoluyla temyiz isteğinin incelenmesinde;
Davacı-davalı kocanın temyiz dilekçesi davalı-davacı kadına 28.11.2012’de tebliğ edilmiş, katılma yoluyla temyiz isteği Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 433/2. maddesinde belirtilen 10 günlük süre geçtikten sonra 13.12.2012 tarihinde yapılmıştır. Süresi içinde verilmeyen katılma yoluyla temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 
2-Davacı-davalı kocanın temyizinin incelenmesine gelince;
Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı eylemli ayrılık nedeni ile boşanma davalarında, boşanma nedenlerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilmesi gerekir. Toplanan delillerden koca tarafından açılan ilk davanın reddedildiği, kararın 15.9.2008 tarihinde kesinleştiği kesinleşmeden itibaren üç yıllık sürenin geçtiği ve bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Tarafların kusur durumlarının Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanan davada, boşanma kararı verilmesi bakımından önemi olmadığı gibi ortak hayatın kurulamamasındaki neden de davanın kabulü bakımından sonuca etkili değildir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşulları gerçekleşmiştir. O halde davacı davalı kocanın davasının da kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı-davacı kadının davası yönünden yeniden hüküm kurulması gerektiğine göre davacı-davalı kocanın, kadının kabul edilen davası ve aleyhe hükmedilen maddi ve manevi tazminata yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davalı-davacı kadının katılma yoluyla temyiz isteğinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.05.2013 (Çar.)

2. Hukuk Dairesi         2012/697 E.  ,  2012/19462 K.
“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Kulu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
TARİHİ :06.10.2011 
NUMARASI :Esas no:2008/173 Karar no:2011/533

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacının, dava dilekçesinde yer alan anlatımlarından Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı boşanma davası açtığı anlaşılmaktadır. Sözü geçen madde uyarınca boşanmaya karar verilebilmesi için boşanma sebeplerinden herhangi biri ile açılmış ve reddedilmiş olan davada kararın kesinleşme tarihinden itibaren üç yılın geçmesi ve evlilik birliğinin yeniden kurulamaması yeterlidir. Davacı koca tarafından açılan ve reddedilen ilk dava 29.03.2005 tarihinde kesinleşmiş olup, eldeki bu dava ise üç yıllık fiili ayrılık süresi sonunda 01.04.2008 tarihinde açılmıştır. Ortak hayatın bu süre içerisinde yeniden tesis edilemediği de sabittir. Bu durumda Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Boşanmaya karar verilmesi gerekirken yasal olmayan gerekçelerle davanın reddi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.07.2012 (Çrş.)