“AİLE KONUTU ŞERHİ” KONUSUNDA YARGITAY’IN VERDİĞİ KARARLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

“…Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi tek başına bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma ancak diğer eşin açık rızası alınarak yapılabilir. ..”

“Aile Konutu” koruması ne zaman sona erer?

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun  “II. Aile konutu” başlıklı 194. maddesi aşağıda ki gibidir. “Madde 194- Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu Daha fazla okuyun“Aile Konutu” koruması ne zaman sona erer?[…]

Ceza Mahkemesinde Şikayetten Vazgeçmenin Boşanma Davasına Etkisi

Yargıtay, ceza mahkemesinde görülmekte olan bir davada şiddete uğrayan kadının şikâyetinden vazgeçmesinin tek başına eşini affettiği anlamına gelmediğini, eşin maruz kaldığı fiziksel şiddetten dolayı kocasını affettiğine ve tarafların barıştıklarına ilişkin başka bir delil ve olgu bulunması gerektiğine hükmetmiştir. Yargıtay, eşinden şiddet gören kadının, ceza mahkemesinde şikayetinden vazgeçmiş olmasını, eşini affettiğini göstermeyeceğini, söz konusu şiddet olayından sonra tarafların bir araya Daha fazla okuyunCeza Mahkemesinde Şikayetten Vazgeçmenin Boşanma Davasına Etkisi[…]

Çocuğu İlgilendiren Davalarda Çocuğun Görüşüne Başvurulması İlkesi

Çocuğun yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde, gerekirse kendine veya diğer şahıs ve kurumlar vasıtasıyla, çocuk için elverişli durumlarda ve onun kavrayışına uygun bir tarzda çocuğa danışmalıdır.-çocuğun görüşünü ifade etmesine müsaade etmelidir.  Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun “üstün yarar”ıdır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal Daha fazla okuyunÇocuğu İlgilendiren Davalarda Çocuğun Görüşüne Başvurulması İlkesi[…]

Çocuğun Soyadının Değiştirilmesi Davasında Görevli Mahkeme

Yargıtay, bir davaya konu olan olayda; velayeti anneye verilen küçüğün soy isminin farklı olmasının okul ve sosyal çevresinde problemler yarattığını, arkadaşlarının alay konusu yaptığını, küçüğün, bu nedenlerle okula gitmek istemediğini beyan ederek küçüğün soyadının, annesinin soyadı ile değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiş, davalı Nüfus idaresi ise davanın reddini savunmuştur. Sorun evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun soy adının değiştirilmesi davasında Daha fazla okuyunÇocuğun Soyadının Değiştirilmesi Davasında Görevli Mahkeme[…]

Boşanma Davasından Sonra Üç Yıl İçinde Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması Sebebi ile Boşanma Davasının Şartları

Boşanma sebeplerinden herhangi biri ile açılmış fakat retle sonuçlanıp kesinleşmiş bir boşanma davasından sonra kesinleşme tarihinden itibaren 3 yıl içinde tarafların evlilik birliğini devam ettirmek üzere bir araya gelmemiş olduklarını ispatlamaları halinde Medeni Kanunu’nun 166/son maddesine göre boşanmalarına karar verilir. Medeni Kanunu’nun 166/son maddesine göre boşanma için; Boşanma sebeplerinden biriyle açılmış bulunan bir davanın reddine karar verilmesi, Bu kararın Daha fazla okuyunBoşanma Davasından Sonra Üç Yıl İçinde Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması Sebebi ile Boşanma Davasının Şartları[…]

Anne çocuğuna kendi soyadını verebilir mi?

  Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 9 Nisan 2018 Tarihli kararı, Çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil edeceğini,  “Çocuğun üstün yararı” ilkesi çocuğun yararlarının her zaman ve her koşulda öncelikle korunması olup, çocuk hukukunda karşılaşılan tüm sorunlarda, görevli ve yetkililere yol gösteren, çocuk yararına çözümün tercih edilmesini Daha fazla okuyunAnne çocuğuna kendi soyadını verebilir mi?[…]

Boşanma halinde eşler arasında mallar nasıl paylaştırılır?

Boşanma halinde malların paylaşımı eşler arasında büyük sorunlara sebep olmaktadır. Böyle bir sorunda öncelikle tarafların tabi olduğu mal rejimi önem kazanmaktadır.  Mal rejimleri eski ve yeni medeni kanuna göre de farklılık göstermektedir. 01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM 170 m). 743 Daha fazla okuyunBoşanma halinde eşler arasında mallar nasıl paylaştırılır?[…]