“…ödenmeyen her güncel aylık nafaka için yeni şikâyet süresinin başlayacağı, nafaka hükmüne uymamak suçunun varlığı için icra ödeme emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması gerektiği, her bir nafaka alacağı taksit miktarında bir aylık ödeme süresi bulunduğu gibi sürenin başlangıç tarihinin tespitinde icra emrinin tebliğ tarihinin esas alınması gerektiği,…”
19. Ceza Dairesi 2016/15184 E. , 2017/2239 K.
“İçtihat Metni”
Nafaka yükümlülüğüne uymama suçundan sanık …’un beraatına dair İstanbul Anadolu 7. İcra Ceza Mahkemesinin 26/01/2016 tarihli ve 2015/530 esas, 2016/33 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin İstanbul Anadolu 8. İcra Ceza Mahkemesinin 16/03/2016 tarihli ve 2016/38 değişik iş sayılı kararı aleyhine kanun yararına bozma istemini içeren Adalet Bakanlığının 07/11/2016 gün ve 10729 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/11/2016 gün ve KYB.2016-390092 sayılı ihbarnamesi ve ekindeki dava dosyası dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Her ne kadar adı geçen sanık hakkında daha önce İstanbul Anadolu 10. İcra Ceza Mahkemesinin 08/09/2015 tarihli ve 2015/266 esas, 2015/325 sayılı kararı ile aynı icra dosyası kapsamında daha önceki aylara ilişkin nafaka yükümlülüğüne uymama suçundan tazyik hapsi cezası verildiği gerekçesi ile yeniden hapsen tazyik kararı verilemeyeceğinden bahisle beraat kararı verilmiş ise de, sanığın anılan karara ilişkin nafaka borcunu ödediğinden bahisle 10/03/2016 tarihli ek karar ile cezanın düşmesine karar verildiği gibi, ödenmeyen her güncel aylık nafaka için yeni şikâyet süresinin başlayacağı, nafaka hükmüne uymamak suçunun varlığı için icra ödeme emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması gerektiği, her bir nafaka alacağı taksit miktarında bir aylık ödeme süresi bulunduğu gibi sürenin başlangıç tarihinin tespitinde icra emrinin tebliğ tarihinin esas alınması gerektiği, somut olayda ise icra ödeme emrinin sanık müdafiine 30/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği cihetle, her bir aya ilişkin taksit borcunun o ayın 30. günü başlayarak takip eden ayın aynı gününe kadar 1 ay zarfında ödenmesi gerektiği cihetle, şikâyetçi tarafından 2015 yılı Ağustos, Eylül ve Ekim ayı nafaka borcunun ödenmediğinden bahisle 02/11/2015 tarihinde şikâyet dilekçesi verildiği anlaşıldığından, şikayet dilekçesi tarihi itibari ile 2015 yılı Ağustos ve Eylül aylarına ilişkin nafaka borcunun muaccel hale geldiği ve bu aylara ilişkin daha önce verilmiş bir tazyik hapsi cezası bulunmadığı cihetle, cari nafaka borcunu ödemeyen sanığın hapsen tazyikine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemekle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, İstanbul Anadolu 8. İcra Ceza Mahkemesinin 16/03/2016 tarihli ve 2016/38 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309/4-c. maddesi uyarınca aleyhe tesir etmemek üzere BOZULMASINA, 15/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.