EV SAHİBİ ANAHTARI ALMAKTAN KAÇINIRSA KİRACININ NE YAPMASI GEREKİR?

Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır.

Kiralayan anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere anahtarı teslim etmek ve durumu kiralayana bildirmektir. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder. İlgili Yargıtay kararı;

kiraci-ev-sahibi-anahtar-teslimi

6. Hukuk Dairesi         2016/5039 E.  ,  2016/4386 K.
“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali-Alacak

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali-alacak davasına dair karar, davalı-karşı davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Asıl dava, erken fesih nedeniyle makul süre kirası için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve % 20 tazminat istemine, karşı dava faydalı gider alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalı-karşı davacının karşı davaya ilişkin tüm, asıl davaya ilişkin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Asıl davacı vekili dava dilekçesinde, davalı – karşı davacı kiracının taraflar arasındaki kira sözleşmesini süresinden önce feshettiğini, sözleşmede makul süre kirasının 4 ay olarak belirlendiğini davalı -karşı davacının 2014 yılı Ocak ve Nisan ayları arası 4 aylık kira bedelini peşin ödediğini, davalı-karşı davacının 13.03.2014 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini bu nedenle 2014 yılı Temmuz ayı dahil kira bedellerinden sorumlu olduğunu, 18.04.2014 tarihinde başlattıkları icra takibi ile 2014 yılı Mayıs, Haziran ve Temmuz ayları kira bedellerini istediklerini, davalı- karşı davacının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali isteminde bulunmuştur. Davalı -karşı davacı feshin haklı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece asıl davada istem gibi karar verilmiştir.
Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır.
Anahtarın kiralayana teslimi, hukuki işlemin içerisinde yer alan bir maddi vakıa olmakla birlikte, sözleşmenin feshine yönelik bir hukuki sonuç doğurduğundan, bunun ne şekilde ispat edileceği hususu, yıllık kira bedelinin tutarı esas alınmak suretiyle, HMK’nın 200 ve 201.maddeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. Eş söyleyişle, yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının üzerindeyse ve kiralayanın açık muvafakati yoksa bu yön kiracı tarafından ancak yazılı delille ispatlanabilir; tanık dinlenemez. Kiralayan anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere anahtarı teslim etmek ve durumu kiralayana bildirmektir. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder.
Taraflar arasında 01.01.2014 başlangıç tarihli, yedi yıl süreli, aylık 27.000 TL bedelli, kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmeye göre kiralanan eğitim binası olarak kullanılacaktır. Sözleşmenin 1.2. maddesinde ” Kira akdinin hitamından önce kiracı 4 ay öncesinden yazılı olarak haber vermek kaydı ile herhangi bir tazminat ödeme yükümlülüğü altında olmaksızın sözleşmeyi her zaman fesih edebilecektir ” düzenlemesi bulunmaktadır. Davalı–karşı davacı 11.03.2014 tarihinde ihtarname çekerek sözleşmeyi feshetmiş, anahtarı da aynı tarihte emanet tutanağıyla notere teslim etmiştir. Teslim tutanağı davacı -karşı davalıya 13.03.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu tarih davacının da kabulünde olup yasal anahtar teslimi 13.03.2014 tarihidir ve kiracı bu tarihten itibaren 4 ay süreyle kira bedelinden sorumludur. Kiraya verenin daha sonraki bir tarihte anahtarı noterden teslim alması kiracının sorumluluğunu gerektirmez. O halde kiracı 13/07/2014 tarihine kadar ki kira bedelinden sorumlu olacağından bu tarihe kadar ki kira borcu üzerinden davalı- karşı davacının itirazının iptaline karar vermek gerekirken bu tarihi aşar şekilde kiracının Temmuz 2014 ayı kira bedelinin tamamından sorumlu tutulması doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle karşı davaya ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle karşı davaya ilişkin hükmün ONANMASINA, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca asıl davaya ilişkin hükmün BOZULMASINA ve onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene iadesine 06/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

https://emsal.yargitay.gov.tr/VeriBankasiIstemciWeb/yeniTasarim/index.jsp